Liseli komşumu siktim

Mahallemizin dar ve sessiz sokakları, akşamın ilk karanlığında bir gizem havasına bürünmüştü. Ben, Mehmet, 17 yaşımdaydım ve o ana kadar yaşadığım en büyük heyecanı hissediyordum. Tuğba’yı uzaktan tanıyordum; liseli, genç, çıtır bir kız. Mahallenin her erkeğinin gözü onun üzerindeydi, ama ben farklıydım. Ben sadece bakmakla kalmamış, onu elde etmenin yolunu bulmuştum. Planım netti ve o akşam, her şeyin değişeceği andı.

O akşam, Tuğba marketten dönerken yolunu kestim. Elinde poşetler, yüzünde hafif bir yorgunluk ifadesi vardı. Adımları yavaş, sanki ağırlığı omuzlarında taşırmış gibiydi. “Tuğba, bir dakika,” dedim, sesimde bir özgüven vardı, sanki her şeyi kontrol ediyormuşum gibi. O da durdu, gözleri biraz şaşkın, biraz meraklı. “Ne var?” diye sordu, sesi ince ve tatlıydı, ama içinde bir endişe taşıyordu. “Sana bir şey göstermek istiyorum,” dedim, gözlerinin içine bakarak. “Evin kömürlüğünde, çok önemli.”

Tuğba önce tereddüt etti, kaşlarını hafifçe çattı. “Kömürlük mü? Orada ne olabilir ki?” diye sordu, sesi şüpheyle karışık merak doluydu. Ben ise gülümseyerek ısrar ettim. “Sadece bir dakika,” dedim, “pişman olmayacaksın.” O da sonunda kabul etti, ama adımlarında bir çekingenlik vardı. Birlikte evimin arka tarafındaki kömürlüğe doğru yürüdük. Kömürlük, eski ve loştu; duvarları kararmış, havası nemli ve soğuktu. Ama ben orayı seçmiştim çünkü kimsenin bizi görmeyeceğinden emindim.

İçeri girer girmez, Tuğba’nın yüzündeki ifade değişti. “Burası ne? Neden buraya getirdin?” diye sordu, sesi biraz endişeli, biraz da kızgındı. Ben ise sakin bir şekilde ona yaklaştım. “Burası bizim küçük sırrımız olacak,” dedim, ellerini tutarak. Tuğba çekinmeye çalıştı, ama ben bırakmadım. “Korkma,” fısıldadım kulağına, nefesim teninde hissedilirken. “Her şey kontrol altında.”

Onu duvara yasladım, vücudumun sıcaklığıyla sararak. Tuğba’nın nefesi hızlandı, gözleri büyüdü. “Mehmet, ne yapıyorsun?” diye sordu, sesi titriyordu. Ben ise cevap vermeden dudaklarına yapıştım. Öpüşmemiz sert ve tutkulu başladı. Tuğba önce direndi, dudaklarını sıkıca kapattı, ama ben ısrar ettim. Dilimle dudaklarını araladım, onu zorlayarak içime çekiyordum. Yavaş yavaş gevşedi, elleri omuzlarıma kondu, sanki beni itecekmiş gibi, ama sonra beni kendine çekti.

Elimi eteğinin altına kaydırdım, tenine dokunmak elektrik veriyordu. Tuğba hafifçe inledi, vücudu gerildi. “Dur, Mehmet,” diye fısıldadı, ama ben dinlemedim. Parmaklarımı daracık amının üzerine götürdüm, nemli ve sıcak olduğunu hissettim. Tuğba’nın nefesi kesildi, gözleri kapandı. “Bu kadar dar olduğunu bilmiyordum,” dedim, sesimde bir zafer tonu vardı.

Onu yavaşça yere yatırdım, kömürlüğün soğuk ve tozlu zeminine. Tuğba’nın yüzünde bir korku ifadesi vardı, ama aynı zamanda bir merak da vardı. “Bozulmak istemiyor musun?” diye sordum, pantolonumu çıkarırken. Tuğba sessiz kaldı, sadece beni izledi. Gözleri sikimi görünce büyüdü, hafifçe yutkundu. “Bu çok büyük,” dedi, sesi zayıf ve endişeliydi.

Ben ise gülümseyerek onun üzerine çıktım. “Merak etme, alışacaksın,” dedim, sikimi amının girişine dayayarak. Tuğba’nın vücudu gerildi, elleri kalçalarıma yapıştı. Yavaşça içine girdim, her santimini hissederek. Tuğba’nın ağzından bir inilti kaçtı, yüzü buruştu. “Ah, Mehmet, bu çok acı veriyor,” dedi, sesi titriyordu.

Ben ise durmadım, yavaşça hareket etmeye başladım. “Alışacaksın,” dedim, “bu hissi seveceksin.” Tuğba önce direndi, vücudu gerildi, ama ben onu zorladım. Her hareketimde daha da derinleşiyordum, amının daracık duvarları sikimi sıkıca sarıyordu. Tuğba’nın iniltileri giderek daha yüksek çıktı, vücudu titriyordu. “Lütfen, Mehmet, yavaş ol,” diye yalvardı, ama ben hızlanıyordum.

Onu defalarca siktim, her seferinde daha da sertleşerek. Tuğba’nın vücudu ter içinde kalmıştı, ama o da zevk almaya başlamıştı. Gözleri kapandı, elleri kalçalarıma yapıştı. “Evet, Mehmet, evet,” diye inledi, “daha sert yap.” Ben de onun isteğini yerine getirdim, sikimi amının içinde daha da hızlı hareket ettirdim. Kömürlüğün duvarları iniltilerimizle yankılanıyordu, nefeslerimiz karışıyordu.

Tuğba’nın vücudu kasıldı, orgazmın eşiğine geldiğini hissettim. Ben de kendimi tutamadım, sikimde birikmiş olan meniyi amının içine boşalttım. Sıcak ve yoğun bir his, ikimizi de sararken, Tuğba’nın vücudu gevşedi, nefesi düzene girdi. Ben de onun üstünden kalktım, ikimiz de ter içindeydik.

Tuğba’nın yüzünde bir tatmin ifadesi vardı, ama aynı zamanda bir de şaşkınlık. “Bu… bu çok farklıydı,” dedi, sesi zayıf ve tatlıydı. Ben ise gülümseyerek ona baktım. “Sadece başlangıç,” dedim, “daha birçok şey öğreneceksin.” Tuğba sessiz kaldı, sadece beni izledi. Gözlerinde bir karışım vardı: korku, merak ve bir parça heyecan.

Kömürlükten çıktığımızda, gece daha da karanlık olmuştu. Yıldızlar gökyüzünde parlıyordu, ama bizim için gece yeni başlıyordu. Tuğba’yı eve kadar uğurladım, ama ikimizin de aklında aynı soru vardı: Bu sadece bir başlangıç mıydı, yoksa daha fazlası mı? O gece, Tuğba’nın hayatında yeni bir sayfa açmıştım. Ve ben de, bu sayfanın nasıl devam edeceğini merak ediyordum. Mahallenin liseli çıtırı artık benimdi,