İşyerindeki kızı siktim

Selam, ben Berat. Hayatımın en çılgın ve unutulmaz günlerinden birini anlatacağım size. Her şey, çalıştığım yerde yeni nişanlanmış olan Nevin ile tanışmamla başladı. İlk gördüğüm andan itibaren bir şeylerin farklı olduğunu hissettim. O, diğer kızlardan farklıydı; gözlerinde bir hüzün, yüzünde ise yapmacık bir gülümseme vardı. Nişanlanmış olmasına rağmen mutsuz görünüyordu, sanki içini kemiren bir şeyler vardı.

İş yerinde günler geçtikçe, Nevin’le aramızda garip bir yakınlaşma başladı. Koridorlarda göz göze geldiğimizde, o kısa anlarda bir şeyler hissettiğimizi fark ettik. Sanki birbirimize çekiliyorduk, ama nedenini anlamak zordu. Belki de ikimizin de hayatında eksik olan bir şeyi arıyorduk.

Bir gün, kahve makinesinin başında karşılaşmıştık. O, kahvesini karıştırırken ben de yanında duruyordum. Havada bir gerilim vardı, sanki elektrik akımı geçiyordu aramızda. “Berat,” dedi, sesi neredeyse fısıltı gibi, “sen de mi hissediyorsun?” Ne hissettiğimi bilmiyordum, ama evet, bir şeyler hissediyordum. O an, kahvenin kokusu burnuma dolarken, Nevin’in teninin kokusu da beni sarhoş ediyordu.

O günden sonra, iş yerinde kaçamak öpüşmeler ve oynaşmalar başladı. Kimsenin görmediği anlarda, boş odalarda, asansörde, hatta tuvalette bile birbirimize dokunuyorduk. Nevin’in dudakları yumuşaktı, ama öpüşmeleri ateşli ve tutkulu. Sanki her öpüşte, içindeki o mutsuzluğu dışarı atmaya çalışıyordu. Elleri titriyor, nefesi hızlanıyordu, ve ben onun bu tutkusuna dayanamıyordum.

“Berat,” dedi bir gün, ofiste kimsenin olmadığı bir odada, “ben sert seks yapmayı seviyorum. Nişanlım bana bunu veremiyor.” Sesinde bir acı vardı, ama aynı zamanda bir istek. O an anladım ki, Nevin sadece seks aramıyor; bir çıkış, bir kurtuluş arıyordu. Odanın loş ışığı altında, yüzündeki ifade beni büyülüyordu.

“Peki, ne istiyorsan veririm,” dedim, gözlerinin içine bakarak. O da gülümsedi, ama bu seferki gülümseme daha gerçekti, daha samimi. O gülümseme, içimdeki ateşi daha da alevlendirdi.

O günün akşamı, birlikte bir otele geçtik. Odanın kapısı kapandığı anda, Nevin’in üzerindeki gerilim çözüldü. Elimi tutup beni yatağa çekti. “Bana ne vereceksen ver, ama sert olsun,” dedi, sesi neredeyse bir emir gibiydi. O an, odadaki parfümün kokusu, Nevin’in teninin kokusu ile karışıp beni sarhoş etti.

Yavaşça kıyafetlerini çıkarmaya başladım. Nevin’in vücudu mükemmeldi; ince beli, dolgun göğüsleri ve pürüzsüz teni beni çılgına çeviriyordu. İç çamaşırlarını çıkardığında, gözlerim onun vücudunun her detayına takıldı. Vajinasının üzeri ince bir tüylerle kaplıydı, anal bölgesi ise sıkı ve davetkar görünüyordu. O an, kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi atıyordu.

“Seni her yerinden istiyorum,” dedim, sesimde bir tutku vardı. Nevin sadece gülümsedi ve beni yatağa itti. “O zaman göster kendini,” dedi.

Onu yatağa yatırdım ve önce dudaklarına saldırdım. Öpüşmelerimiz gittikçe şiddetleniyordu, sanki birbirimizi yemeye çalışıyorduk. Elimle göğüslerini sıvazlarken, diğer elimle vajinasını okşamaya başladım. Nevin inliyordu, sesi odanın içinde yankılanıyordu. Teninin sıcaklığı, nefesinin kokusu, her şey beni daha da çılgına çeviriyordu.

“Daha sert,” dedi, nefesi kesik kesik. Parmaklarımı içine soktum, yavaşça önce, sonra daha hızlı. Nevin’in vücudu titriyordu, orgazmına yaklaşıyordu. “Ah, Berat, evet, tam orası,” diye inledi. O an, onun zevkten kıvranışını görmek, beni daha da heyecanlandırdı.

Onu orgazma ulaştırdıktan sonra, sıra bana gelmişti. Nevin, benim pantolonumu çıkarırken, sikim zaten sertleşmişti. Onu ağzına aldığında, gözlerim kapanıyordu. Nevin ustaydı, dilini sikimin her noktasında gezdiriyordu. Derin boğaz yaparken, neredeyse nefesim kesiliyordu. Ağzının sıcaklığı, dilinin dokunuşu, her şey mükemmeldi.

“Sıkma artık, sikimi içine sokmak istiyorum,” dedim, nefes nefese. Nevin gülümsedi ve yatağa yatışını düzeltti. “O zaman bekleme,” dedi.

Onu dört ayak üstü pozisyonuna getirdim. Vajinasının girişinde sikimi hissettirdiğimde, Nevin’in nefesi hızlandı. Yavaşça içine girdim, her santimini hissederek. “Ah, Berat, ne kadar büyük,” dedi, sesi neredeyse bir inilti gibiydi.

Hareketlerime başladım, önce yavaş, sonra gittikçe hızlanarak. Nevin’in vücudu benim ritmime uyum sağlıyordu. Elleriyle yatağa sıkıca tutunmuş, başını geri atmıştı. “Evet, evet, tam oraya vur,” diye inliyordu. Her vuruşta, sikim vajinasının sıcaklığını hissediyor, Nevin’in iniltileri beni daha da alevlendiriyordu.

Dakikalarca, saatlerce sürüyormuş gibi hissettiğim bir ilişki yaşadık. Nevin’in vajinasının sıcağı, sikimi sarmıştı, sanki beni içine çekiyordu. Ter içindeydik, nefeslerimiz kesik kesikti, ama durmak istemiyorduk.

“Berat, diğer deliğimi de sik,” dedi, sesi yalvarırcasına. Gülümsedim ve pozisyonumuzu değiştirdim. Nevin’i yüzüstü yatırdım, anal bölgesini okşamaya başladım. Parmaklarımla yavaşça hazırladım, sonra sikimi girişine dayadım.

“Hazır mısın?” diye sordum. Nevin sadece başıyla onayladı. Yavaşça içine girdim, her santimini hissederek. Anal seks her zaman daha zordu, ama Nevin’in anal bölgesi o kadar sıkıydı ki, sanki beni içine hapsetmişti. Her hareketimde, sikim sıkıca sarılıyor, Nevin’in iniltileri odada yankılanıyordu.

Hareketlerime başladım, önce yavaş, sonra daha sert. Nevin inliyordu, sesi neredeyse bir çığlık gibiydi. “Ah, Berat, evet, tam orayı sik, ah!” diye bağırıyordu. Her vuruşta, anal bölgesinin sıcağı beni sarhoş ediyor, Nevin’in vücudu titriyordu.

Saatlerce sürdü bu ilişki, hem vajinal hem de anal yolla Nevin’i doyurmuştum. Her orgazmında, vücudu titriyor, sesi odanın içinde yankılanıyordu. Sonunda, ikimiz de bitap düşmüştük.

Nevin’i kucağıma aldım, ter içindeydik. “Teşekkür ederim,” dedi, sesi yumuşaktı. “Bana ihtiyacım olan şeyi verdin.” O an, onun gözlerindeki huzuru görmek, her şeye değerdi.

Ama o gece, her şeyin sonu değil, sadece başlangıcıydı. Nevin’in gözlerinde hala bir hüzün vardı, ama artık daha az görünüyordu. Sanki içini kemiren bir şeyler biraz olsun azalmıştı.

Odanın kapısı yarı açıktı, dışarıdan gelen sesler duyuluyordu. Nevin’in nişanlısı aklıma geldi, ama o an, sadece o anı yaşamak istedim. Sonraki ne olurdu, bilmiyordum. Ama o gece, Nevin ve ben, birbirimize ihtiyacımız olan şeyi vermiştik. Gerisi, zamana kalmış bir soruydu.