Dul ahsene kaydım

Merhaba, ben Samet. Bugün size, hayatımın en çılgın ve şehvetli maceralarından birini anlatacağım. Her şey, bir pastanede başladı, ama sıradan bir gün değildi; kaderin bana Ahsen gibi bir kadınla karşılaşmamı sağladığı gündü.

Pastahanenin sıcak ve tatlı kokularla dolu atmosferinde, masamda oturmuş, kahvemi yudumluyordum. Dışarıda yağmur yağıyordu, camların ardında damlalar yavaşça akıyor, sanki zamanın kendisini bile yavaşlatarak bana Ahsen’in girişini izleme fırsatı veriyordu. Tam o anda, kapı açıldı ve içeri bir kadın girdi. Ahsen. Uzun, dalgalı saçları omuzlarına dökülürken, zarif bir elbise giyiyordu, her adımında bedeninin hatlarını vurgulayan bir şekilde. Gözleri, odadaki herkesi taradı ve benimle göz göze geldi. O an, zaman durmuş gibi hissettim; kalbim hızla atmaya başladı, sanki bedenim onun varlığını hissetmişti.

Ahsen, tezgaha yaklaştı ve bir pasta siparişi verdi. Sesinin yumuşak tonu, kulaklarımda yankılandı, neredeyse bir fısıltı gibi, ama aynı zamanda beni kendine çeken bir güçle. Garson, siparişini aldıktan sonra, Ahsen masama doğru yürüdü. Pastanede boş bir masa bulmak zordu, ama sanki kader bizi bir araya getirmek için elinden geleni yapıyordu.

“Bu masa boş mu?” diye sordu, gülümseyerek. O gülümseme, yüzünde bir ışık gibi parlıyordu, beni hemen kendine çekti.

“Evet, buyurun,” dedim, yerimi göstererek. “Lütfen oturun.”

Ahsen oturdu ve bir an için sessizlik hakim oldu. Yağmurun ritmik sesi, camlara vuran damlalar, aramızdaki tek müzikti. O an, sadece onun varlığıyla dolu bir dünya vardı, sanki dışarıdaki yağmur bile bizi izliyordu.

“Ben Ahsen,” dedi, elini uzatarak. “Sizi burada yalnız görmek hoşuma gitti.”

Elini sıktım, “Ben Samet. Sizi de burada görmek hoşuma gitti.” Sesim, kendi kulaklarımda bile heyecanlıydı, sanki onun varlığı beni sarhoş etmişti.

Konuşmamız, doğal ve akıcı bir şekilde devam etti. Ahsen, dul bir kadındı, hayatının bu aşamasında yeni maceralar arıyordu. Her kelimesinde, özgürlük ve tutku kokuyordu. Ben de, özgür ruhlu biri olarak, onun bu arzusuna çekildim. Pastalarımız geldi, ama tatlıların tadı, aramızdaki çekime göre soluk kaldı. Ahsen’in gözleri, benimkilere kilitlenmişti, sanki her an bizim için bir sırrı paylaşıyordu.

Ahsen, gözlerimin içine bakarak, “Sizi evime davet etmek istiyorum,” dedi. Sesinde bir davet vardı, sadece sözlerde değil, beden dilinde de. “Belki de, bu yağmurlu günü daha ilginç hale getirebiliriz.”

Davetini kabul ettim, kalbim heyecandan hızla atıyordu. Pastaneden çıktık, yağmurun altına girdik. Damlalar, bedenimize vururken, Ahsen’in elini tuttum, sanki onu kaybetmekten korkuyormuşum gibi. Ahsen’in evi, şehrin eski ve mistik bir semtindeydi. Dar sokaklar, taş döşeli yollar, bizi bir masal diyarına götürüyordu. Her adım, bizi birbirimize daha da yaklaştırıyordu.

Evin kapısını açtı ve içeri girdik. İçerisi, sıcak ve davetti. Duvarlar, eski kitaplar ve egzotik eşyalarla süslenmişti, sanki her köşe bir hikaye anlatıyordu. Ahsen, bana bir kadeh şarap ikram etti ve sohbetimiz derinleşti. Hayat hikayelerimizi paylaştık, hayallerimizden, arzularımızdan bahsettik. Her kelime, aramızdaki bağı güçlendiriyordu, sanki saatler değil, dakikalar içinde birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi hissettik.

Oda, yavaş yavaş ısınmaya başladı. Ahsen’in gözlerinde, bir tutku parıltısı gördüm. Elini uzattı ve yüzümü okşadı, parmaklarının dokunuşu ateş gibiydi. “Sizi çok çekici buluyorum, Samet,” dedi, sesi neredeyse bir fısıltıydı, ama her kelimesi beni sarhoş ediyordu.

Onun dokunuşu, bedenimde bir ateş yaktı. Elini tuttum ve yavaşça kalktım. Ahsen’i kollarıma aldım, dudaklarıma çekerek öptüm. Öpüşmemiz, tutkulu ve açgözlüydü, sanki birbirimizi yemeye çalışıyorduk. Elleri, bedenimi keşfe çıktı, ben de onun narin eğrilerini okşadım. Her dokunuş, aramızdaki gerilimi artırıyordu, sanki hava bile elektriklenmişti.

Elbisesini yavaşça çıkardım, pürüzsüz teni ortaya çıktı. Ahsen, sadece bir dantel sütyen ve külot giyiyordu, ama o bile fazla geliyordu. Onları da çıkararak, bedeninin tüm güzelliğini sergiledi. Mükemmel göğüsleri, ince beli, ve çekici kalçaları, beni büyülemişti. Her eğrisi, her hattı, sanki benim için yaratılmıştı.

Onu yatağa doğru yönlendirdim, yatağın yumuşak döşemeleri bizi karşıladı. Ahsen, yatağa uzandı, bacaklarını açarak beni davet etti. Dizlerimin üzerine çöktüm ve onun sıcaklığını hissetmek için sabırsızlanıyordum. Dudaklarımla boynunu, kulaklarını, ve göğüslerini okşadım. Ahsen, zevkten inliyordu, bedeninin her dokunuşuma tepki verdiğini hissediyordum. Parmaklarım, göğüslerini okşarken, dilimle meme uçlarını tatmaya başladım. Ahsen, başını geriye atarak, “Ah, Samet, harikasın,” diye inledi. Sesinin titremesi, beni daha da heyecanlandırıyordu.

Ellerim, bedeninin her santimetresini keşfe çıktı. Karnını, kalçalarını, ve sonunda, bacaklarının arasını okşadım. Ahsen’in amcığının ıslandığını hissettim, parmaklarımı yavaşça içeri soktum. O, zevkten kıvranırken, ben de onun sıcaklığını hissetmekten keyif alıyordum. Parmaklarım, onun ıslaklığını hissederken, Ahsen’in inlemeleri odada yankılanıyordu, sanki her dokunuşum onu daha da çılgına çeviriyordu.

“Seni çok istiyorum, Ahsen,” dedim, nefes nefese. Sesim, kendi kulaklarımda bile tutkuyla doluydu.

“Beni al, Samet,” diye yalvardı. “Seni içimde hissetmek istiyorum.” Sesindeki istek, beni daha da ateşliyordu.

Pantolonumu çıkardım, sertleşen sikimi özgür bıraktım. Ahsen, onu görmekten heyecanlandı, elini uzatarak okşamaya başladı. “Ne kadar büyük,” diye fısıldadı, gözlerinde bir şaşkınlık ve istek parıltısı vardı.

Onu yatağa yatırdım, bacaklarını omuzlarıma attım. Sikimi, ıslak amcığının girişine dayadım ve yavaşça içeri girdim. Ahsen, zevkten inleyerek, “Evet, işte bu,” dedi. Sesinin titremesi, beni daha da derinlere itiyordu.

Yavaş yavaş hareket etmeye başladım, Ahsen’in bedenini hissederek. O, kalçalarını kaldırarak, beni daha derine davet ediyordu. Her giriş ve çıkış, aramızdaki bağı güçlendiriyordu. Ahsen’in inlemeleri, odada yankılanıyordu, sanki her hareketimiz bir senfoni oluşturuyordu. Ter içinde, nefes nefese, sadece birbirimizi hissediyorduk.

Bir süre sonra, pozisyonu değiştirdik. Ahsen, dört ayak üzerinde, ben de arkasındaydım. Sikimi, bu sefer anüsüne dayadım. Yavaşça girdim, Ahsen, yeni bir zevk dalgası yaşıyordu. “Ah, Samet, bu çok farklı,” diye inledi. Sesindeki şaşkınlık ve zevk, beni daha da heyecanlandırıyordu.

Onu sabırsızca sikerken, Ahsen’in bedeninin her santimetresini hissediyordum. Her hareket, onu daha da çılgına çeviriyordu. Ter içinde, nefes nefese, sadece birbirimizi hissediyorduk. Ahsen’in sıkı götünü sikmek, beni delirtiyordu, sanki her an patlayacakmışım gibi hissediyordum.

Sonunda, ikimiz de orgazmın eşiğine geldik. Ahsen, “Geliyorum, Samet,” diye bağırdı. Ben de, onun içinde boşaldım, sıcak menimizi hissederek. O an, zaman durmuş gibiydi, sadece birbirimizi ve aramızdaki bağı hissediyorduk.

Bitkin bir şekilde, yatağa yattık. Ahsen, kollarıma sarıldı, “Bu, unutulmaz bir geceydi,” dedi. Sesinde bir tatmin ve mutluluk vardı.