Minibüste türbanlıya dayadım

Selam, ben Fuat. Hayatımın en büyük zevki, toplu taşımalarda kadınlara dayanmak, onların vücudunun sıcaklığını hissetmek, kalkmış sikimi gizlice dayamak. Bu sapıkça ritüel, kanıma girmiş bir bağımlılık gibiydi. Her sabah, akşam, minibüslerde, otobüslerde, fırsat kollardım. O an, sadece o kadının tenine dokunmak, onun nefesini ensemde hissetmek isterdim. Bazen kaçarlardı, bazen de hoşlarına giderdi. Ama o gün, her şey farklıydı.

Minibüs tıklım tıklımdı. İnsanlar birbirlerine yapışmış, hava sıcak ve nemliydi. Ter kokuları, parfümlerin ucuz kokularıyla karışıyordu. Ben de kalabalığın içinde kaybolmuş, gözüme kestirdiğim kadını süzüyordum. Başı kapalı, tesettürlü biriydü. Siyah çarşafı, yüzünün çoğunu kapatıyordu, ama o gözler… o gözler, bir şeyler fısıldıyordu. Bir merak, bir istek, belki de bir teslimiyet. Arkasına geçtim, kalabalığın içinde kaybolmuş gibi yaparken, sikimi yavaşça kaldırdım ve kalçasına dayadım.

İlk başta, kaçacağını sandım. Belki de bağırır, beni şikayet ederdi. Ama o, dönüp bana baktı. Gözlerinde bir şaşkınlık vardı, ama aynı zamanda bir merak, bir istek. Kendini sikime bastırmaya başladı. O an, kalbim delice atmaya başladı. Bu, beklediğimden daha fazlaydı. Gizlice elimi uzattım ve onun elini tuttum. Parmaklarım, onun yumuşak ellerinde kaybolurken, nefesim hızlandı. O da benim elimden kaçmadı, aksine parmaklarını benimkilerle kenetledi.

Minibüs, sonraki durakta durduğunda, o indi. Bana bakıp, hafifçe gülümsedi. O gülümseme, bir davet gibiydi. Tereddüt etmedim, onu takip ettim. Sokaklar, kalabalıktan uzaklaşırken, adımların hızlandı. Kalbim göğsümde gümbürdüyordu. Eve girdiğinde, ben de peşinden girdim. Kapı kapanır kapanmaz, onu duvara yasladım.

“Ne yapıyorsun?” diye fısıldadı, ama sesinde bir korku yoktu. Tam tersine, bir istek, bir merak vardı. Soluk soluğaydı, göğüsleri hızlı hızlı inip kalkıyordu.

“Sana göstericem,” dedim, sesi titreyerek. Sikim pantolonumun içinde zorla duruyordu, onun vücudu benimkine yapışmıştı.

Başını kapalıydı, ama bu, beni durdurmadı. Eteğini yavaşça sıyırdım. Altında, beyaz bir iç çamaşırı vardı. Onu da çıkarırken, vücudu gözlerimin önüne serildi. Teninin beyazlığı, gözlerimi kamaştırdı. İnce beli, dolgun kalçaları, küçük ama dik memeleri… Her şey mükemmeldi. Onu yatağa yatırdım, üstüne çıktım.

“Yavaş ol,” dedi, ama sesinde bir itiraz yoktu. Tam tersine, bir teslimiyet vardı. Soluklarımız karışıyordu, onun vücudu benimkinin altında titriyordu.

Sikimi, onun sıcaklığına doğru ilerlettim. Yavaşça, içine girdim. İlk başta, bir acı hissetti, ama sonra, vücudu beni kabul etti. Onu sertçe sikmeye başladım. Her hareketimde, inliyordu. O inlemeler, beni daha da çılgına çeviriyordu. Başını kapalıydı, ama bu, beni daha da tahrik ediyordu. Onu, tam anlamıyla istiyordum.

“Daha sert,” dedi, nefesi kesilerek. Sesinde bir yalvarış vardı, sanki daha fazlasını istiyordu.

Onun isteği, beni daha da kamçıladı. Onu yatağa çivileyerek, daha da sert sikmeye başladım. Her hareketimde, vücudu titriyordu. Ben de, onun sıcaklığında kayboluyordum. Sikim, onun daracık amında girip çıkarken, ıslaklık ve sıcaklık beni sarhoş ediyordu.

“Ah, Fuat… daha hızlı,” diye inledi, tırnaklarını sırtıma geçirdi.

Onu daha da hızlı sikmeye başladım. Yatak gıcırdıyordu, nefeslerimiz karışıyordu. Onun vücudu, benim ritmime uyum sağlıyordu. Bir süre sonra, onun vücudu gerildi. İnlemeleri, daha da yükseldi. Ben de, onun peşinden gittim. Sikim, onun içinde patladı. Menim, onun sıcak amına boşalırken, bir an için zaman durdu.

Nefes nefese, onun üstünden kalktım. O, yatağa yorgun düşmüştü, ama yüzünde bir tatmin ifadesi vardı. Ter, vücudumuzu kaplamıştı. Ben de, yatağın kenarına oturdum. O an, ne yaptığımı düşünmedim. Sadece, o anın tadını çıkardım.

Sonra, o bana baktı. Gözlerinde, bir teşekkür vardı. “Teşekkürler,” dedi, sesi yumuşak. Soluk soluğaydı, saçları yüzüne yapışmıştı.

Ben de, hafifçe gülümsedim. “Her zaman,” dedim. Sikim hala yarı kalkıktı, ama o an, sadece onun tatmini önemliydi.

O gün, minibüste başlayan ve evde sona eren o macera, beni derinden etkilemişti. O kadının gözlerindeki istek, beni bir daha düşünmeye zorladı. Acaba, bu sadece bir anlık heves miydi, yoksa daha derin bir şey mi? O an, cevabını bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: bu, son olmayacaktı.

Eve dönerken, aklımda o anlar dolaşıyordu. O kadının vücudu, onun inlemeleri, sikimin onun içinde patladığı o an… Her şey, beni bir daha düşünmeye zorluyordu. Pantolonumun içindeki ıslaklık, beni utandırıyordu, ama aynı zamanda tatmin de ediyordu. Acaba, bu zevk, nereye kadar gidecekti? O an, cevabını bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: bu yolculuk, daha yeni başlıyordu.

O gece, yatağıma yattım, ama uyuyamadım. Aklımda, o kadının gözleri, onun vücudu, sikimin onun içinde olduğu o anlar dolaşıyordu. Bu, sadece bir macera mıydı, yoksa daha derin bir şey mi? O an, cevabını bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: bu, beni değiştirecekti.

Ve belki de, bu değişim, daha yeni başlıyordu. Sikim, o gece yine kalkmıştı, ama bu sefer hayalimde o kadını görüyordum. Onun vücudu, benim için bir bağımlılık haline gelmişti. Bu oyun, bu sapıkça ritüel, devam edecekti. Çünkü ben, Fuat, bu zevkten vazgeçemezdim.