şişman kızı yurtta siktim
Üniversitenin son sınıfında, hayatımın en yoğun ve belki de en çılgın dönemini yaşıyordum. Dersler, projeler, mezuniyet stresi… Her şey bir anda üstüme gelmişti. Ama o gün, her şeyin değişeceğinin farkında değildim. Kampüste dolaşırken, gözüm bir kıza takıldı. Adı Sinem’di. Kilolu, dolgun bir vücuda sahipti ve her adımında bir çekicilik vardı. O iri göğüsleri, yuvarlak kalçaları ve gülüşüyle beni adeta hipnotize etti. O an anladım ki, bu kız beni tahrik ediyordu, ve ben de onu istiyordum.
Sinem’i uzaktan izledim, onun arkadaşlarıyla sohbet ederkenki rahatlığını, kahkahalarını dinledim. Bir bahane bulmalıydım, onunla konuşmak için. Aklıma bir fikir geldi. Elime bir kitap aldım, sanki onu arıyormuşum gibi davranarak yanına gittim.
“Selam, bu kitabı gördün mü?” diye sordum, sesimde bir heyecan vardı. “Sanırım kütüphanede bulamadım, senin yardımın dokunabilir.”
Sinem bana döndü, gözleri merakla parlıyordu. “Hangi kitap?” diye sordu, elindeki çantayı hafifçe omzundan kaydırarak.
“Bu,” dedim, elindeki kitabı göstererek. “Sanırım seninle aynı dersi alıyorum, değil mi?”
Gülümsedi, “Evet, ben de o dersi alıyorum. Ama bu kitabı ben de bulamadım. Belki birlikte arayabiliriz?”
İşte bu, benim için bir fırsattı. “Tabii, neden olmasın?” dedim, içimden bir zafer çığlığı atarak. “Belki de kütüphanede değil, başka bir yerde bulabiliriz.”
Sinem şüpheyle kaşlarını kaldırdı, ama gülümsemesi hala yüzündeydi. “Başka bir yerde mi? Nerede mesela?”
“Yurdumda,” dedim, sesimi düşük tutarak. “Belki de orada bir kopyası vardır. Gel, birlikte bakalım.”
Sinem tereddüt etti, ama merakı galip geldi. “Peki, neden olmasın?” dedi, omuz silkerek. “Ama sadece kitap için, tamam mı?”
“Tabii,” dedim, içimden gülerken. “Sadece kitap için.”
Yurda giderken, Sinem’in her adımında sallanan kalçalarını izledim. O iri göğüsleri, dar bluzunun altında zorlukla sığıyordu. Aklımda sadece bir şey vardı: onu istiyordum, ve onu alacaktım.
Yurda girdiğimizde, Sinem etrafına bakındı. “Burası senin odan mı?” diye sordu, gözleri odanın dağınıklığına takıldı.
“Evet,” dedim, kapıyı kapatarak. “Ama kitap için buraya geldik, değil mi?”
Sinem gülümsedi, “Evet, ama…”
Onun cümlesini tamamlamasına izin vermeden, bir adım öne atıldım. “Ama ne?” diye sordum, sesimde bir otorite vardı. “Belki de kitap burada değil, ama başka şeyler bulabiliriz.”
Sinem’in gözleri büyüdü, ama korkudan çok merakla. “Ne gibi şeyler?”
Elimi omzuna koydum, hafifçe sıkarak. “Mesela, seninle ben.”
Sinem geri çekilmek istedi, ama ben onu bırakmadım. “Melih, ne yapıyorsun?” diye sordu, sesi titriyordu.
“Seni istiyorum, Sinem,” dedim, yüzümü yüzüne yaklaştırarak. “O iri göğüslerini, o yuvarlak kalçalarını… Seni hissetmek istiyorum.”
Sinem’in nefesi hızlandı, gözleri kapanmaya başladı. “Ama… ben…”
Onun itirazlarını kesmek için, dudaklarını öptüm. Önce hafifçe, sonra daha tutkulu. Elim göğüslerine uzandı, o iri memeleri avuçlarımın içinde hissettim. Sinem inledi, bedenini bana doğru itti.
Onu yatağa doğru ittim, bluzunu çıkararak. O beyaz sütyen, o iri göğüsleri zorlukla tutuyordu. Sütyenini çıkarırken, Sinem’in gözleri kapanmıştı, nefesi ağırlaşmıştı.
“Beni istiyor musun, Sinem?” diye fısıldadım, göğüslerini öperken.
“Evet,” diye inledi, ellerini saçlarıma gömmüş olarak. “Seni istiyorum, Melih.”
Pantolonunu çıkarırken, Sinem’in kalçalarını gördüm. O yuvarlak, dolgun kalçalar, beni çılgına çeviriyordu. Külotunu çıkarırken, amının kokusu burnuma geldi. Islak ve hazırdı.
“Amın çok güzel, Sinem,” dedim, dilimi amına sürerek. “Seni tadmak istiyorum.”
Sinem inledi, kalçalarını havaya kaldırarak. “Yap, Melih. Beni tat.”
Dilimi amına gömdüm, o ıslak etin tadını çıkararak. Sinem inliyordu, bedenini bana doğru itiyordu. Parmaklarımı amına sokarken, Sinem’in sesi daha da yükseldi.
“Ah, Melih… evet… orada… ah…”
Onu orgazma ulaştırırken, ben de pantolonumu çıkardım. Sikim sert ve hazırdı. Sinem’i yatağa yatırdım, sikimi amına dayayarak.
“Hazır mısın, Sinem?” diye sordum, gözlerinin içine bakarak.
“Evet,” diye fısıldadı, ellerini kalçalarıma gömmüş olarak. “Beni sik, Melih.”
Sikimi amına gömdüm, yavaşça. Sinem inledi, bedenini geriye itti. Amı sıcaktı, beni sarmıştı.
“Ah, Melih… evet… daha derin… ah…”
Sikimi amında hareket ettirdim, yavaşça önce, sonra daha hızlı. Sinem inliyordu, bedenini bana doğru itiyordu. O iri göğüsleri, her hareketimde sallanıyordu.
“Götünü de sikmek istiyorum, Sinem,” dedim, nefes nefese. “Hazır mısın?”
Sinem’in gözleri büyüdü, ama sadece bir an için. “Evet,” diye fısıldadı, kalçalarını kaldırarak. “Beni oradan da sik, Melih.”
Onu döndürdüm, götüne sikimi dayadım. Yavaşça içine girdim, o sıkı deliğe. Sinem inledi, bedenini geriye itti.
“Ah, Melih… evet… orada… ah…”
Sikimi götünde hareket ettirdim, daha derin, daha hızlı. Sinem inliyordu, bedenini bana doğru itiyordu. O iri göğüsleri, her hareketimde sallanıyordu.
Defalarca siktim, amını, götünü. Sinem her seferinde inliyordu, bedenini bana doğru itiyordu. O iri göğüsleri, yaladım, emdim, her bir memeyi ağzıma aldım.
Sonunda, Sinem’in bedenini hissettim, orgazma ulaşıyordu. Ben de sikimi amına gömdüm, son bir hamleyle. Sinem inledi, bedenini bana doğru itti.
“Ah, Melih… evet… geliyorum… ah…”
Ben de geldim, amına boşaldım. Sinem’in bedenini hissettim, orgazmın tadını çıkarıyordu.
Nefes nefese, yatağa yattık. Sinem’in gözleri kapanmıştı, gülümsüyordu.
“Bu, sadece başlangıç, Sinem,” dedim, saçlarını okşayarak. “Daha birçok şey yapacağız.”
Sinem gülümsedi, “Evet, Melih. Ama şimdi, sadece dinlenelim.”
O an, her şeyin değiştiğinin farkındaydım. Sinem, sadece bir kız değildi artık. O, benim tahrik edici, dolgun vücuduyla beni çılgına çeviren kadındı. Ve ben, onu defalarca sikmek, o iri göğüslerini yalamak, emmek istiyordum.