Zengin kızı siktim
Selam, ben Kerim. Oto galericiyim ve işim gereği her gün farklı insanlarla karşılaşıyorum. Bazıları sıradan, bazıları ise dikkatimi çekecek kadar özel oluyor. Zeynep de onlardan biriydi. Zengin bir aileden gelen, şık giyimli, uzun kumral saçları ve yeşil gözleriyle adeta bir prenses gibi görünen bu kız, galeriye girdiği anda gözümün içine bakmıştı. O an anladım, bu kız farklıydı.
Zeynep, lüks bir araba arıyordu. Elinde kahvesi, yavaş adımlarla arabaların arasında dolaşırken, onun peşine takıldım. Her arabayı incelerken, onun da beni incelediğini hissediyordum. Nihayetinde, siyah bir Mercedes’in önünde durdu. “Bu araba sizin tarzınızı yansıtıyor,” dedim, sesimde bir özgüvenle. O da gülümseyerek, “Belki de siz benim tarzımı biliyorsunuz,” diye karşılık verdi. O an, bu kızın sadece araba değil, aynı zamanda flört etme konusunda da bir uzmanı olduğunu anladım.
Birkaç dakika içinde, Zeynep’le sohbet etmek için bahane bulmuştum. Arabanın özelliklerinden bahsettim, motorunun gücünü, iç tasarımının şıklığını anlattım. O da ilgiyle dinliyor, arada sorular soruyordu. Sohbetimiz ilerledikçe, onun sadece zengin bir kız olmadığını, aynı zamanda zeki ve esprili biri olduğunu fark ettim. Bu, onu daha da çekici hale getiriyordu.
“Bu arabayı denemek ister misiniz?” diye sordum, gözlerinin içine bakarak. O da tereddüt etmeden, “Neden olmasın?” diye yanıt verdi. Anahtarları kaptığım gibi, onu arabaya davet ettim. Zeynep, sürücü koltuğuna otururken, ben de yanındaki koltuğa yerleştim. Arabayı galeriden çıkarırken, onun heyecanını hissedebiliyordum.
Şehri gezerken, sohbetimiz daha da derinleşti. Zeynep, ailesinin beklentilerinden, kendi hayallerinden bahsetti. Ben de ona, oto galerici olmamın nasıl bir hayat tarzı olduğunu, her gün farklı insanlarla karşılaşmanın beni nasıl şekillendirdiğini anlattım. O, benim hikayeme kulak verirken, ben de onun dudaklarının hareketlerini, gözlerinin parıltısını izliyordum.
Bir süre sonra, Zeynep’in evine yakın bir yere geldik. “Burada duralım,” dedi, sesi hafiften titriyordu. Arabayı kenara çekip, motorunu kapattım. O an, havada bir gerilim vardı. Zeynep, bana dönüp, “Kerim, seninle vakit geçirmek çok keyifliydi,” dedi. Ben de gülümseyerek, “Ben de seninle vakit geçirmekten çok keyif aldım, Zeynep,” diye karşılık verdim.
Aniden, o elini uzattı ve yüzümü okşadı. “Belki de bu gece biraz daha uzatabiliriz,” diye fısıldadı. Kalpim hızlı hızlı atmaya başladı. Zeynep, zengin bir kızdı ve ben sadece bir oto galericiydim. Ama o an, sosyal statüler, farklar, hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. Sadece o ve ben vardık.
Zeynep, beni evine davet etti. Ailesi evde değildi, bu da bize mükemmel bir fırsat sunuyordu. Evine girer girmez, beni salonuna götürdü. Lüks mobilyalar, pahalı tablolar, her şey mükemmeldi. Ama ben, Zeynep’in gözlerinin içindeki ateşten başka bir şeye odaklanamıyordum.
O, yavaşça bana yaklaştı. Elini göğsüme koydu ve beni kendine çekti. Dudaklarımız, sanki birbirini arar gibi, yavaşça buluştu. Öpüşmemiz, önce yumuşak ve tutkulu, sonra giderek daha da yoğunlaştı. Zeynep’in elleri, göğsümden belime, oradan da kalçalarıma kaydı. Ben de onun belini kavradım, onu kendime çekerek öpüşmemizi derinleştirdim.
Öpüşürken, Zeynep’in elbisesinin fermuarını yavaşça indirdim. Elbise, omuzlarından kayarak yere düştü. Önümde, sadece dantel bir sütyen ve külotla duran Zeynep, adeta bir tanrıça gibi görünüyordu. Onu yavaşça yatağa doğru ittim. Yatağa otururken, ben de pantolonumu ve boxerımı çıkardım. Zeynep’in gözleri, benim sertleşen sikimi görünce genişledi.
“Seninle olmak istiyorum, Kerim,” diye fısıldadı, sesi istekli ve tutkulu. Ben de gülümseyerek, “Ben de seninle olmak istiyorum, Zeynep,” diye yanıt verdim. Onu yatağa yatırdım, üstüne çıkarak tekrar öpmeye başladım. Ellerim, vücudunun her santimetresini keşfe çıktı. Meme uçlarını okşadım, karnını, kalçalarını, bacaklarının iç kısmını okşadım. Zeynep, her dokunuşumda inliyordu, vücudu titriyordu.
Parmaklarım, Zeynep’in ıslak külotunun kenarına geldiğinde, onu yavaşça çıkardım. Önümde, sadece ben ve onun mükemmel vücudu vardı. Dizlerimin üstüne çöktüm, yüzümü onun kasıklarına gömdüm. Zeynep’in amının kokusunu içime çekerken, dilimle yavaşça labialarını yaladım. O, başını geriye atarak, “Ah, Kerim, evet,” diye inledi.
Dilimle, Zeynep’in klitorisini buldum. Onu yavaşça emerek, yaladım. Zeynep, vücudunu bana doğru iterek, daha fazlasını istemeye başladı. Ben de parmaklarımı onun ıslak amına soktum. İçini yavaşça karıştırırken, diğer elimle de klitorisini ovuyordum. Zeynep, increasingly daha yüksek sesle inlemeye başladı.
“Seni sikmek istiyorum, Zeynep,” diye fısıldadım, yüzümü onun yüzüne kaldırarak. O da nefes nefese, “Beni sik, Kerim, lütfen,” diye yanıt verdi. Sikimi eline aldı, onu kendi amına doğru yönlendirdi. Yavaşça içine girdim, her santimetresini hissederek. Zeynep, gözlerini kapadı, yüzünde bir haz ifadesi belirdi.
Yavaşça hareket etmeye başladım, Zeynep’in amını sikimle doldururken. O, her darbemde inliyordu, vücudu ritme kapılmıştı. Ben de hızlanmaya başladım, sikimi daha derinlere iterek. Zeynep’in amı, sikimi sıkıca sarıyordu, her darbe daha da yoğunlaşıyordu.
Bir süre sonra, Zeynep’i döndürdüm, onu dört ayak üstüne getirdim. Sikimi, onun sıkı götüne yönlendirdim. Yavaşça içine girdim, her santimetresini hissederek. Zeynep, başını geriye atarak, “Ah, Kerim, götümü sik, beni dağıt,” diye inledi.
Hızlanmaya başladım, Zeynep’in götünü sikimle doldururken. O, her darbemde inliyordu, vücudu titriyordu. Ben de daha derinlere iterek, sikimi onun götünde hissetmenin tadını çıkarıyordum. Zeynep’in götü, sikimi sıkıca sarıyordu, her darbe daha da yoğunlaşıyordu.
Nihayetinde, Zeynep’in amında boşaldım. Menim, onun içine akarken, o da orgazmına ulaştı. Vücudu, titreyerek bana yaslandı. Ben de onun üstüne çöktüm, terli vücudumuzu hissederek.
Zeynep, başını omzuma yasladı, “Bu gece unutulmazdı, Kerim,” diye fısıldadı. Ben de gülümseyerek, “Ben de öyle düşünüyorum, Zeynep,” diye yanıt verdim. O an, ne zenginlik, ne sosyal statü, hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. Sadece o ve ben vardık, birbirimizi tatmin etmiş, unutulmaz bir gece yaşamıştır.
Ama bu gece, sadece bir başlangıçtı. Zeynep’le aramızda kurulan bu bağ, daha birçok maceraya kapı açacaktı. Belki de, bu sadece bir oto galericiyle zengin bir kızın hikayesi değildi. Belki de, bu iki farklı dünyanın çarpışması, tutkunun ve arzunun zaferini anlatan bir hikayeydi. Devamı, kim bilir, neler getirecekti?